Özofagus divertikülozu olup olmadığını öğrenin
Özofagus divertikülozu, divertikül olarak bilinen küçük bir kesenin, ağız ve mide arasındaki sindirim sistemi kısmında ortaya çıkmasından oluşur ve aşağıdaki gibi semptomlara neden olur:
- Yutma güçlüğü;
- Boğazda sıkışmış yiyecek hissi;
- Kalıcı öksürük;
- Boğaz ağrısı;
- Belirgin bir neden olmadan kilo kaybı;
- Kötü nefes.
Genellikle, bu tür semptomların ortaya çıkması 30 yaşından sonra daha sık görülür ve öksürük gibi izole bir semptomun zamanla kötüleşmesi veya diğer semptomların eşlik etmesi yaygındır..
Özofagus divertiküloz ciddi bir problem değildir, ancak divertikül zamanla artabilir ve bu da yutulduğunda ağrıya, yiyeceğin mideye ulaşamamasına ve hatta tekrarlayan pnömoniye neden olabilir. örnek.
Özofagus divertikülozu nasıl teşhis edilir
Özofagus divertiküloz tanısı genellikle aşağıdaki gibi bazı teşhis testleri yapıldıktan sonra bir gastroenterolog tarafından yapılır:
- Endoskopi: ağızdan mideye uçtan bir kamera ile küçük bir esnek tüp yerleştirilir ve yemek borusunda divertikül olup olmadığını gözlemlemeye izin verir;
- Kontrastlı röntgen: boğazdaki sıvının hareketini gözlemlemek için bir röntgen yaparken kontrastlı bir sıvı için ve olası divertikülün tanımlanmasına yardımcı olun.
Bu tip testler, yemek borusunda divertikül gelişimini önermek için spesifik bir neden olmadığından, divertiküloza benzer semptomlar ortaya çıktığında yapılmalıdır..
Özofagus divertiküloz nasıl tedavi edilir
Özofagus divertikülozu tedavisi sunulan semptomlara göre değişir ve hastanın yaşamında çok az değişikliğe neden olduklarında, çeşitli bir diyet yemek, iyi yemek çiğnemek, günde 2 litre su içmek ve onunla uyumak gibi sadece birkaç önlem önerilir. yükseltilmiş yatak başı, örneğin.
Divertikülozun yutulması veya tekrarlayan pnömoninin ortaya çıkmasında çok fazla zorluğa neden olduğu durumlarda, gastroenterolog, divertikülü çıkarmak ve özofagus duvarını güçlendirerek ameliyatın tekrarlanmasını önleyebilir..
Bununla birlikte, ameliyat sadece semptomların şiddetli olduğu durumlarda, örneğin akciğer, dalak veya karaciğerin yanı sıra tromboz gibi riskler olduğu durumlarda kullanılmalıdır..